enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
38,0575
EURO
43,1353
ALTIN
3.957,69
BIST
9.380,95
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
10°C
İstanbul
10°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Hafif Yağmurlu
13°C
Pazar Parçalı Bulutlu
15°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
18°C
Salı Çok Bulutlu
20°C

Çetin Atalay: Türk Askeri yürüdü mü, yerdeki ve göktekiler onunla yürür ….

Çetin Atalay: Türk Askeri yürüdü mü, yerdeki ve göktekiler onunla yürür ….
REKLAM ALANI
31.01.2024 11:49
4
A+
A-

Çetin Atalay:

Türk Askeri yürüdü mü, yerdeki ve göktekiler onunla yürür

Aslan lakaplı Türk Askeri yürüdü mü, yerler de, gökler de onlarla yürür. Türklerin adı duyuldu mu, düşmana korku, dosta güven geliyor. Türkler gelir, gelecek korkusu yeniden etrafı aydınlatmaya başlıyor. Bugün sınır ötesinde en büyük korku Türklerin yürümesidir. Diğer taraftan yüz yıldır Türkleri kontrol altında tutanlar, onları sindirmeye çalışanlar aynı durumun devam etmesini istiyor. Soru şu, biz ne yapacağız?

 

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Türkiye 21.Yüzyıla ciddi gelişmeler ışığında adımını attı. Öyle ki bir çok iş insanı ülkesinin iyiliği için çantasını aldı ve ülke ülke gezerek yeni gelişmeleri takip etti. O gelişmeleri kendi ülkesinin ihtiyaçlarına nasıl monte edeceğinin üzerinde çalıştı. İşte o iş insanlarından birisi de Çetin Atalay. Atalay yılın 4 ayını Türkiye’de 6 ayını ise yurt dışında araştırmalar yaparak geçiren bir isim. Yaptığı çalışmaları teknolojik olarak geliştiriyor ve ciddi buluşlara imza atıyor. Özellikle silah sanayiinde hareket halinde olan Atalay ile Türkiye’nin ihtiyaçları, konumu ve geleceği üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.

Çetin Atalay’ın yaptığı açıklamalardan satırbaşları;

*Çetin Atalay : Türkiye coğrafi konumu gereği tarih boyunca her gelişmenin içerisinde bulunmuştur. 21. Yüzyılda da dünya da yeni bir düzen kuruluyor. Ve bu yeni düzenin içerisinde yöneten mi yoksa yönetilen mi olacağız? Bize gösterileni mi yapacağız, yoksa biz mi söz söyleyen olacağız. İşte bunun savaşını veriyoruz.  Savaş tüm hızıyla devam ediyor, yeni düzen kurulana kadar da devam edecek.

Ancak Türkiye’yi yeni düzende yönetilen yapmak isteyen güçler ayaklanmış durumda. Kendi varlıklarını devam ettirmek için bölgemizde bize nefes aldırmak istemiyorlar.  Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla birlikte Türkiye üzerinde kurdukları sindirmeci, denetleyici ve yıldırıcı politikalarını devam ettirmek istiyorlar.

Türkiye bu düzenin içerisinde sağından solunda kuşatılıyor. Kuşatma öyle yapılıyor ki, kendisine gelecek olan yardım bölgeleri tek tek etkisiz hale getiriliyor. Artık öyle bir duruma gelinecek ki, savaş kapımızı çalacak. Bunu görüyoruz ve hazırlanıyoruz.

Hem askeri, hem siyasi, hem psikolojik, hem ekonomik olarak bize doğru gelen savaş rüzgarına karşı kendimizi hazırlıyoruz. Şöyle geriye baktığımızda 2002 yılına kadar bir hiç olan Türkiye görüyoruz. Askerimiz vardı, disiplinimiz vardı, ancak başka bir şeyimiz yoktu. Sonra bir komutan geldi. Recep Tayyip Erdoğan, onun yönetiminde Türkiye’de çok şeyler değişti. Türkiye değiştikçe dünyadaki yeri de değişti. Bize saldıranlar perde arkasında boy gösterirken kendilerini artık alenen ortaya dökmeye başladılar. Bunları görüyoruz. Bizler çok akıllıca hareketlerle bu adımları Türkiye sınırlarının dışına çıkarttık. Artık mücadele sınırlarımız dışında devam ediyor.

Sizlerin de bildiği gibi geçtiğimiz günlerde şehitler verdik, bedel  verdik. Çünkü orada bölgemizde güneyimizde bir terör alanı oluşturmak isteniyordu. Ve bizi o bölgeye sokmamak istiyorlardı. Türkiye ne yaptı, o bölgeyi yerle bir etti. Ve vurmaya devam ediyor. Çünkü bölgede belki de dünyada kendisinden çekinilen tek askeri kaynak Türk Askeri’dir. Bu böyle bilinmelidir. Bakın ne kadar teknoloji olursa olsun, kalbinde korku olan, korkak askerler hiçbir başarı sağlayamazlar.

Ancak Aslan lakaplı Türk Askeri yürüdü mü, yerler de, gökler de onlarla yürür. Türklerin adı duyuldu mu, düşmana korku, dosta güven geliyor. Türkler gelir, gelecek korkusu yeniden etrafı aydınlatmaya başlıyor. Bugün sınır ötesinde en büyük korku Türklerin yürümesidir.

 

Biz yaklaşık yüzyıldır çok büyük sıkıntılar çektik. Ülke insanımız çok sıkıntılar çekti. Elimizdeki kıt imkanlarla adı ASALA ardından PKK olan dış mihraklarla ve onların içteki uzantılarıyla savaştık, savaşıyoruz. Onlardaki imkanlar bizde yoktu. Hatta satın aldığımız silahları bile kullanamıyorduk.

Silah satın alamıyorduk, aldıklarımızı kullanamıyorduk, üretmemize izin vermiyorlardı. Bizler yavaş yavaş onların bu sistemlerini deldik. İnsanlarımız yavaş yavaş teknolojik olarak onlara yetişti. İstediğimizi alamadığımızda kendimiz üretmeye başladık. Allah celle hükümetten razı olsun. Bu coğrafyada rahat yaşamak için gelişmiş olmak lazım. Düşmanın silahının daha iyisini ve daha hızlısını, teknolojik olarak daha üstününü yapmak gerekiyor. Silahla da olmuyor, kalbinizdeki Aslanları yürütmek gerekiyor. İşte Türkiye şu anda bunları gerçekleştirdi. Tarihindeki DNA’larını harekete geçirdi.

Bakın gidiyorsunuz operasyondasınız yarısında mühimmatınız bitiyordu, sonuç almadan geri dönüyordunuz. Başarı sağlayamıyordunuz. Şu anda ne yaptık, bir çok askeri cihazları dünyada üreten sayılı ülkelerden birisi haline geldik. Öyle çalışmalar yapıyoruz ki dünyada sadece 3 ülkede üretiliyor, onlardan birisi de Türkiye.

Bakın önceleri telsizden anons gelirdi, yerler belirlenirdi. Asker bölgeye intikal ettiğinde teröristler gitmiş, çay bardakları sıcak duruyor olurdu. Yani içerden ve dışardan yardım alırlardı. Ancak şu anda havada geçen her sinyali devlet biliyor.

*Geçtiğimiz günlerde yapılan saldırıya baktığımızda yine içeride bu yapının uzantıları var diyebilir miyiz?

*Çetin Atalay: Tabii ki içeride hala uzantıları var. Ancak onların ortadan kalkması yakındır.  Diğer taraftan tekrar ediyorum, Türkiye olarak, savaş teknolojisinde büyük ilerlemeler kat ettik.  Çok ciddi savunma silahları yapıyoruz. Öyle ki bazılarında çok iddialıyız. Bize yapılan tüm ambargolara rağmen, uygulanan tüm yaptırımlara rağmen biz bir çok silahı ürettik, üretmeye devam ediyoruz. Öyle ki mağaralarda artık saklanamayacakları durumlar oluşturuyoruz. Sığınakları delen akıllı bombalar üretiyoruz. Havada uçuşan sinyalleri çözen çözücüler üretiyoruz.

Biz orada Kuzey Irak’ta veya Suriye’de yeni bir oluşama asla izin vermeyeceğiz. Türkiye, Irak’ın toprak bütünlüğü tehlikeye girdiği anda devreye girecek, Kerkük ve Musul’u alacaktır. Bu yapılan anlaşmalarla garanti alında olan bir durumdur. O yüzden Türkiye’nin o bölgede büyük bir ağırlığı vardır.

Size bir olay anlatayım. Bu işler öyle basit değil. Henry Kissenger’in başını çektiği Ortadoğu’yu şekillendiren ekip var. Henry Kissinger geçtiğimiz aylarda öldü. Ancak ekip hala görevine devam ediyor. Bunlar bir kişiyi bölgede tespit ederler ve ona bir görev tayin ederler. Bir süre sonra da o kişi göreve getirilir. Bunu Kıbrıs’ta çok yapıyorlardı. Biz onların oyunlarını engellemek için çok çalıştık. Yıllarca Kıbrıs’ta mücadele verdik. Orada suikaste uğramamızın, araçlarımıza bomba koyulmasının, evlerimize bomba koyulmasının sebebi onların oyunları deşifre etmek istememizdi.

Oyunu kuruyorlar, oynuyorlar ve monte ettikleri adam artık o güce inanıyor. Ve onların sözlerine göre hareket etmeye başlıyor. Bugün bir çok isim proje insanıdır. Tabii ki insanları seçerken köklerine de bakıyorlar. Ailesinin etkili ve Ortaasya’dan gelmesine özellikle önem veriyorlar. Ülke dinamiklerini güzel kontrol ediyorlar.  Seçilirken kişinin çok kabiliyetli olması gerekmez.  Arkasını dolduracak hikayelerin olması gerekir.

Devşirirken, İngilizler özellikle bu konuyu iyi bilirler. Ortadoğu coğrafyasındaki büyük aile ve aşiretleri bilirler.  Mesela çok kalabalık bir aşiret vardır Güneydoğu da.  O aşiretin devletle barışmasını hiç bir zaman istemezler.  Adam da örgüt ve devlet arasında kalır.

Herkes soy adlarını değiştiriyor. Bunu özellikle gençler yapıyorlar. Soy birliğini, bilincini arttırmak için. Biz hemen oraya bir montaj yaptık, bir dernek teşkil ettik. Neden?  Onlardan önce soyumuzu kontrol altında tutalım diye.

Biz hala Mahol ve Mongol’un ayrımını bilmiyoruz. Tatar kimdir? bilmiyoruz. Bir Rus  ata sözü var diyor ki; “kimi hangi Rus’u kazırsan altından Tatar çıkar”

Orada Türk diyemiyor.  Halbuki Tatar demek Türk demek. Tatar yok, Tatar ismi, 11. yüzyıl da konuşulan bir şey. Onlar Türk dememek için Tatar diyorlar. Gerçeği saklıyorlar.

Mesela başka bir örnek vereyim. Sümer Türk müdür? Evet Türk’tür. İbrahim (a.s) peygamber Sümer midir? Evet Sümerlidir ve Türk’tür. Ancak kavmi Sümerli değildir, Türk değildir. Yine Museviler Türk değildir. Ancak onların başına getirilen bir Türk’tür.

Cengiz Han’ın çok farklı savaş stratejileri vardı. Bunlardan birisi de savaş döneminde birliklerin hemen önüne kadınları koyardı. Eğer piyade giderse arkadan çoluğum, çocuğum ve kadınım var. Harbe giderken yenilirse, kendisinden sonra kadınına düşman sahip olacaktır, kadınlarını korumak için büyük bir dürtüyle savaşırlardı. Bu savaş motivasyonu, savaş dürtüsüydü ve başarılı olmuştur.

Yine Çanakkale’de ne dediler, “düşündük ki geri dönsek bunlar peşimizden gelecekler, kadınlarımızı, kızlarımızı, çocuklarımızı alacaklar. Ve bir karar verdik. Geri dönmemeye, onlar için canlarımızı vermeye. Ve yürüdük.” Bu da bir savaş motivasyonudur.

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.